Çocuk Masalları

Küçük Kaplumbağa ve Gümüş Deniz Kabukları Çocuk Masalı

Bir zamanlar, masmavi bir denizin kıyısında yaşayan küçük bir kaplumbağa vardı. Adı Çakıl’dı. Çakıl küçük, meraklı ve cesur bir kaplumbağaydı. Her sabah, dalgaların kıyıya getirdiği şeyleri inceler ve en ilginç olanlarını toplardı. Bir gün, kumların üzerinde parlayan bir şey gördü. Bu, ışıl ışıl bir gümüş deniz kabuğuydu.

Çakıl, kabuğu alıp incelediğinde birden kabuktan yumuşak bir ses duydu: "Merhaba, Çakıl! Ben Sedef. Denizlerin koruyucusuyum. Yardımına ihtiyacım var. Denizler kirleniyor, balıklar mutsuz. Gümüş kabukları bulabilirsen, denizi eski haline getirebilirim." Çakıl heyecanla, "Nerede bulabilirim bu kabukları?" diye sordu. Sedef, "Her biri farklı bir yerde saklı. Cesaretinle ve dostlarınla birlikte başarırsın," dedi.

Çakıl hemen yola koyuldu. İlk durak, rengârenk mercanların olduğu bir kayalıktı. Ama mercanların etrafı eski ağlarla doluydu ve balıklar sıkışmıştı. Çakıl, "Onları kurtarmalıyım," dedi. Diğer deniz canlılarının yardımıyla ağları temizledi. Tam o sırada, mercanların arasından bir gümüş kabuk çıktı. Balıklar sevinçle etrafında yüzerek ona teşekkür etti.

Çakıl, ikinci kabuk için kumlu bir kanyona gitti. Ama kanyonun girişini büyük bir taş tıkamıştı. Taşın üzerinde bir yengeç oturuyordu. Çakıl, "Bu taşı hareket ettirmek istiyorum ama yalnız başıma yapamıyorum," dedi. Yengeç, "Ben de yardım ederim," diyerek diğer arkadaşlarını çağırdı. Hep birlikte taşı kenara çektiler. Taşın altından bir başka gümüş kabuk çıktı!

Son kabuk, denizin en derin noktasındaki Fırtına Mağarası’ndaydı. Mağara büyük dalgalarla çevriliydi ve içeri girmek çok zordu. Çakıl biraz korktu ama denizanası dostu ona yol gösterdi. Mağaraya girdiğinde, kabuğu bir kayanın üzerinde buldu. Ama mağara sarsılmaya başlamıştı! Denizanası, "Hadi, Çakıl! Çabuk çıkalım!" diye seslendi. Çakıl, kabuğu alıp hızla mağaradan çıktı.

Üç gümüş kabuğu tamamlayan Çakıl, onları Sedef’e götürdü. Sedef, kabukları bir araya getirdiğinde parlak bir ışık yayılmaya başladı. Denizler tertemiz oldu, balıklar neşeyle dans etti ve mercanlar rengârenk parladı. Sedef, "Çakıl, cesaretin ve iyiliğin sayesinde denizler yeniden hayat buldu. Sen bir kahramansın," dedi.

Çakıl mutlu bir şekilde kıyıya döndü. O artık sadece bir kaplumbağa değil, denizin dostuydu. Herkes onun hikayesini anlattı ve Çakıl, cesaretiyle ormanın ve denizin kahramanı oldu.