Gökkuşağı Ormanı’nın Kalbi
Gökkuşağı Ormanı’nın Kalbi
Bir zamanlar, Gökkuşağı Ormanı adında rengârenk bir yer vardı. Ormanın kalbinde büyük bir kristal bulunurdu. Bu kristal, her sabah gökkuşağının ışıklarını yayarak ormanı güzelleştirirdi. Ama bir gün kristalin ışığı söndü ve gökkuşağı kayboldu.
Küçük bir tavşan olan Miko, bu duruma çok üzüldü. “Kristal olmadan ormanımız eski neşesini kaybeder. Onu yeniden parlatmalıyız!” dedi. Miko’nun arkadaşları kuş Lila ve sincap Fındık hemen ona yardım etmek istedi.
Üç arkadaş, kristalin ışığını geri getirmenin yolunu öğrenmek için Bilge Meşe Ağacı’na gittiler. Meşe, “Kristalin ışığını geri getirmek için gökkuşağının yedi rengini toplamalısınız. Her renk ormanın farklı köşelerine dağılmıştır,” dedi.
İlk olarak kırmızı rengi aramaya başladılar. Ormanın güneyindeki bir çiçek tarlasına gittiler. Tarlanın ortasında, parlayan kırmızı bir çiçek buldular. Ama çiçeğin etrafını dikenli dallar sarmıştı. Lila, “Dalları dikkatlice kaldırabiliriz,” dedi ve Miko’nun yardımıyla kırmızı çiçeği aldılar.
Sonra turuncu rengi bulmak için güneşin en çok vurduğu tepeye çıktılar. Tepede, turuncu bir taş parlıyordu. Ancak taş, bir grup küçük kaplumbağanın oyun oynadığı su birikintisinin ortasındaydı. Fındık, “Taşı almak için kaplumbağalara yardım edebiliriz,” dedi. Taşı aldılar ve kaplumbağalar onlara teşekkür etti.
Mavi rengi bulmak için Gümüş Nehir’e gittiler. Nehrin yüzeyinde hafifçe parlayan bir mavi damla gördüler. Ancak damlayı almak için hızlı hareket etmeleri gerekiyordu. Lila, kanatlarıyla damlayı güvenle taşıdı.
Birer birer tüm renkleri topladılar ve kristalin bulunduğu yere döndüler. Yedi rengi kristalin üzerine yerleştirdiklerinde, büyük bir ışık parladı. Gökkuşağı Ormanı yeniden ışıkla doldu ve gökyüzünde rengârenk bir gökkuşağı belirdi.
Hayvanlar sevinçle dans etmeye başladı. Miko, Lila ve Fındık, dostluk ve cesaretleri sayesinde ormanı kurtarmıştı. O günden sonra, gökkuşağının her ortaya çıkışı onların kahramanlık hikayesini hatırlattı.
Yorumlar
Yorum Gönder