Gizemli Fenerin Işığı
Gizemli Fenerin Işığı
Bir zamanlar, Parlak Kıyı adında denizle ormanın birleştiği büyülü bir yer vardı. Bu kıyıda, geceleri denizi aydınlatan büyük bir fener bulunuyordu. Fenerin ışığı sayesinde denizdeki balıklar yolunu bulur, ormandaki hayvanlar güvenle uyurdu. Ama bir gece, fenerin ışığı aniden söndü.
Küçük bir martı olan Lila, “Fenerin ışığı olmadan deniz karanlık ve korkutucu! Bir şeyler yapmalıyız,” dedi. Lila’nın arkadaşları sincap Fındık ve tavşan Pofi de bu fikre katıldı.
İlk olarak fenerin yanına gittiler. Fenerin içinde eski bir kitap buldular. Kitapta şu sözler yazılıydı:
“Fenerin ışığını geri getirmek için denizden bir inci, ormandan bir yaprak ve gökyüzünden bir yıldız ışığı bulmalısınız.”
Lila ve arkadaşları hemen harekete geçti. İlk olarak inciyi bulmak için sahildeki kumların arasında arama yaptılar. Orada yaşayan yaşlı bir yengeç, “İnci, denizin derinliklerinde saklanıyor. Onu bulmak için sabırlı olmalısınız,” dedi. Lila, denize doğru uçtu ve dalgaların arasında parlayan inciyi buldu.
Sonra, ormandan sihirli yaprağı almak için ağaçların arasına girdiler. Büyük bir çınar ağacının altında, parlayan bir yaprak gördüler. Ama yaprak bir örümceğin ağının içine sıkışmıştı. Fındık, “Bu ağı dikkatlice keselim,” dedi ve yaprağı kurtardılar.
Son olarak yıldız ışığını bulmak için geceyi beklediler. Gecenin karanlığında, Lila gökyüzüne doğru uçtu. Parlayan bir yıldız ona ışığını verdi ve Lila bu ışığı dikkatlice arkadaşlarına getirdi.
İnciyi, yaprağı ve yıldız ışığını fenerin içine koyduklarında, fener bir anda tekrar ışıldamaya başladı. Işık, hem denizi hem ormanı aydınlattı. Deniz sakinleşti, balıklar mutlu bir şekilde yüzmeye başladı. Ormandaki hayvanlar ise neşe içinde dans etti.
Lila, Fındık ve Pofi, cesaretleri ve iş birlikleri sayesinde Parlak Kıyı’yı kurtarmıştı. O günden sonra, fenerin ışığı her gece parlamaya devam etti ve dostluğun ne kadar güçlü bir şey olduğunu herkese hatırlattı.
Yorumlar
Yorum Gönder