Gizemli Saat Uyku Masalı

Gizemli Saat Uyku Masalı

Gizemli Saat masalında, Tuluğ ve İlsu köyün durmuş saatinin sırrını çözmek için maceraya atılıyor. Geçmişin izlerini sürerek zamanı serbest bırakabilecekler mi
Gizemli Saat - Uyku Masal Oku

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda Masal Köyü adında küçük ama bir o kadar da sevimli bir köy varmış. Bu köyde herkes mutlu mesut yaşar, çocuklar neşeyle oynar, tarlalar hep bereketli olurmuş. Fakat bu köyde kimsenin anlayamadığı tuhaf bir şey varmış: Köy meydanındaki büyük saat her zaman aynı saati gösterirmiş! Ne ileri ne geri gider, hep tam "üç"te kalırmış.

Bir gün, köyün en meraklı çocuğu olan Tuluğ, bu gizemi çözmeye karar vermiş. En iyi arkadaşı İlsu’yu da yanına alarak meydana gitmiş. “Bu saat neden hiç ilerlemiyor?” diye düşünmüş Tuluğ. “Acaba içine bir şey mi kaçmış?” diye eklemiş İlsu.

Saatin etrafını incelemeye başlamışlar. Altında bir taş levha olduğunu fark etmişler. Üzerinde şu yazıyormuş: “Zamanı serbest bırakmak için cesaret ve bilgelik gerekir.” Çocuklar bu yazıyı görünce heyecanlanmışlar. “Demek ki bu bir bilmece!” demiş Tuluğ.

Ertesi gün tekrar gelip, saati daha yakından incelemeye karar vermişler. Yanlarında, köyün yaşlı bilgesi Dede Hayri’ye danışmak için biraz yiyecek götürmüşler. Dede Hayri, onlara uzun beyaz sakallarını sıvazlayarak bakmış ve “Bu saat, köyün en büyük sırrıdır. Zaman burada bir sebepten durmuş. Ama belki de yeniden başlatmanın bir yolu vardır.” demiş.

Tuluğ ve İlsu, köyün en eski kitaplarını karıştırmaya başlamışlar. Sonunda eski bir kitapta bir efsane bulmuşlar. Bu efsaneye göre, yıllar önce köyün zaman bekçisi olan bir büyücü varmış. Bir gün köye büyük bir tehlike yaklaşınca, büyücü zamanı durdurmuş ve köyü sonsuz bir huzura hapsetmiş. Ancak zamanı geri getirmek için doğru kelimelerin söylenmesi gerekiyormuş.

Çocuklar bu sözleri bulmak için meydandaki taş levhanın etrafını kazmaya başlamışlar. Bir süre sonra, küçük bir kutu bulmuşlar. Kutunun içinde eski bir parşömen varmış. Üzerinde şunlar yazıyormuş: “Geçmişi anlamadan, geleceğe yürüyemezsin. Eğer zamanı serbest bırakmak istiyorsan, kaybettiğin anıları hatırla.”

Tuluğ ve İlsu, köyün en yaşlı insanlarına gitmiş ve onlardan geçmişle ilgili hikâyeler anlatmalarını istemişler. Herkes eski güzel günlerden, büyük bir festivallerden, unutulan geleneklerden bahsetmiş. Çocuklar bu hikâyeleri dinledikçe, içlerinden bir şeylerin canlandığını hissetmişler. Sonunda Dede Hayri, “Belki de bu hikâyeleri saatin önünde tekrar anlatmalıyız.” demiş.

Meydanın ortasına oturmuşlar ve büyük saatin önünde hikâyeleri anlatmaya başlamışlar. İlk önce Dede Hayri, eski zamanların büyük festivalini anlatmış. Sonra köydeki diğer yaşlılar çocukluklarını anlatmışlar. Tuluğ ve İlsu da bu hikâyeleri heyecanla dinlemiş.

Derken, büyük saatin içinden hafif bir tıkırtı sesi gelmiş. Sonra birdenbire, saatin ibresi titremeye başlamış. Bir "tik" sesi duyulmuş, sonra bir "tak"... Ve aniden, saat "üçü bir dakika geçmiş!"

Herkes heyecanla izlerken, saat çalışmaya devam etmiş ve zaman yeniden akmaya başlamış! Köy halkı büyük bir sevinçle çocukları kucaklamış. “Zamanı serbest bıraktınız!” demiş Dede Hayri. “Hikâyelerimizi unutmamamız gerektiğini hatırlattınız bize.”

O günden sonra Masal Köyü’nün saat kulesi hiç durmamış. Köylüler her yıl bu olayı hatırlamak için büyük bir hikâye anlatma festivali düzenlemeye başlamışlar. Tuluğ ve İlsu ise hayatları boyunca her zaman merak etmeye, araştırmaya ve yeni hikâyeler keşfetmeye devam etmişler.

Ve işte böylece, zaman yeniden akmaya başlamış…

SON

🧙‍♂️ Bu uyku masalın çocuklara kazanımları 🧚‍♀️

Bu masal, merak etmenin ve keşfetmenin önemini vurgular. Geçmişi bilmek ve hatıralara sahip çıkmanın, geleceği inşa etmede nasıl yardımcı olabileceğini anlatır. Ayrıca, birlik olmanın ve büyüklerden öğrenmenin değerini de öğretir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ay Işığının Sırrı Çocuk Masalı

Kayıp Renkleri Bulan Küçük Kelebek Çocuk Masalı